MESUT:halan dayanamamış yine alışverişe boğmuş seni
TUNÇ: çok bir şey almadık baba. Bir iki tane kazak falan
MESUT: yok muydu giyecek bir şeyin benim aldıklarım yetmiyor mu?
TUNÇ: Boşver şimdi bunları baba ya. Erzurum’a gitmiyorsun işte yine hep beraberiz. Önemli olan bu değil mi?
MESUT: ağzın iyi laf yapmaya başladı senin. Yat bakalım yat yat
TUNÇ: iyi geceler baba
MESUT: iyi geceler oğlum
İçeri gider.
BUKET: yattı mı?
MESUT: yattı… sana bir şey sorucam Erzurum’a sürülmemle babanın bir ilgisi var mı?
Buket önüne bakar.
MESUT: Buket yüzüme bak…. Buket! Buket! Yüzüme bak babanla bir ilgisi var mı?
BUKET: evet
Mesut kum torbasını yumruklar
MESUT: eeeh senin haberin var mıydı? Buket Buket cevap ver bundan haberin var mıydı?
BUKET: sen gittikten sonra aradım sordum
MESUT: o da sana pişkin pişkin evet ben sürdürdüm dedi öyle mi?
BUKET: Mesut sakin ol
MESUT: bana sakin ol deme
BUKET: bu kadar ileri gideceğini düşünmemiştim
MESUT: sana söyledim Buket bindefa söyledim çek şu babanı üstümden dedim. Rahat bıraksın dedim.
BUKET: elimden geleni yaptım yemin ederim.
MESUT: bu mu elinden gelen ha bu mu?
Her şey daha kötüye gidiyor Buket her şey daha kötüye
BUKET: ne olur yapma böyle
MESUT: hangi birinizle uğraşıcam ha hangi birinizle. Oğlumla mı manyak halasıyla mı? Hergün sokaklarda bin tane bela. Ölmeden eve gelmek için k.çımı yırtıyorum. Birde senin babanla uğraşıcam ha babanla mı?
BUKET: Mesut
MESUT: bıktım artık be bıktım bee
(Buket çantasını alır. Kapıya yönelir.)
BUKET: ben böyle olsun istemedim
MESUT: bende
BUKET: bu kadarı ağır Mesut. Bu kadarını hak etmedim.